E-İŞ VE E-DEVLET ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

1. GİRİŞ

E- İş ve E- Devlet Modelleri dersi 2024-2025 eğitim yılı bahar dönemi kapsamında yapılmış olup yapılan çalışmalar ve edinilen bilgiler ile birlikte oldukça verimli geçmiştir. Sn. Prof. Dr. Tunç Durmuş Medeni hocanın özenli ders anlatımları ile birlikte öğrencilerin bu düzene uyum sağlaması dersin akışını olumlu yönde etkilemiştir. Her bir öğrenci farklı araştırma konuları seçerek akademik çalışmalara hızlı bir şekilde tamamlamıştır. Bu sayede Türkiye’deki E-İş ve E-Devlet Modellerinin artı ve eksi yönlerini gözlemleme fırsatımız olmuştur. Akademik çalışmaların yanı sıra devlet nezdinde yapılan e devlet çalışmalarını da inceleme fırsatımız olmuştur. Öğrenci arkadaşlarımızın yaptığı farklı sunumlar dersi kavramamıza katkı sağlamakla birlikte, eğitimden, yargıya kadar pek çok alandaki dijital altyapı eksikliklerini, yapılacak iyileştirmeleri hocamız ve öğrenci arkadaşlarımızla tartışarak çözüm yolları aramızı sağladı. Gelecekteki yapmayı planladığım akademik çalışmalar için, bu ders iyi bir temel atarak gelecek için kapsamlı bir referans noktası olmuştur.

1.1. Melek İnci- Ankara'daki Devlet Üniversitelerinin İnsan Kaynakları 

Web Sayfalarının İncelenmesi

İlk olarak (İnci, 2025) Melek İnci hanımın çalışması incelenmiştir. (İnci, 2025), Ankara’dakiüniversitelerin web sitelerinin kullanılabilirlik, açısından değerlendirmesini yapmıştır. Yöntem karşılaştırmalı analiz yapılabilmesi için olarak Hacettepe, Ankara, Gazi, Ankara Yıldırım Beyazıt, Ankara Sosyal Bilimler üniversitelerinin web siteleri incelenmiştir.

Şu noktalar analiz edilmiştir. 

1. Sistem Kullanılabilirlik Ölçeği (SUS)

2. Net Tavsiye Skoru (NPS)

3. Kullanıcı Deneyimi Metriği (UMUX)

Değerlendirme kriterleri olarak navigasyon yapısı, mobil uyum, içerik güncelliği, online işlem kapasitesi, bilgi erişim hızı yer almıştır. İncelediğimiz çalışmada üniversiteler arasında belirgin farklılıklar gözlemlenmiştir.

1. Hacettepe Üniversite (10/8) mobil uyum, kategorik menü yapısıyla en yüksek skora sahip olmuştur.

2. ODTÜ (10/7.5), modern arayüzü dikkat çekiyor ama filtreleme özellikleri ve karmaşık işlem adımları nedeniyle ikinci sıradadır yer almıştır.

 3. AYBÜ (10/6.5), basit arayüzü, hızlı erişim özellikleri AYBÜ artı puan sağlasa da kırık bağlantı menü sorunu puanı düşürmüştür.

4. GAZİ Üniversitesi (10/6), SSS bölümü sadece menü bu artı kazandırmıştır, güncel olmayan içerik ve arama çubuğu eksikliği puanına eksi olarak yapmıştır.

5. ASBÜ (10/5.5) Güncel duyuruların takibinin yapılması önemli ancak statik yapı ve dağınık formlar ASBÜ geri plana atıyor.

6. Ankara Üniversitesi (10/5), PDF düzeni, temel bilgi olarak yeterli ama karmaşık menü, mobil kayma sorunu Ankara üniversitesini, Ankara'daki üniversiteler içerisinde çok geriye atıyor.

(İnci, 2025) çalışması sayesinde günümüz Türkiye’sinde üniversitelerin internet sitelerinin eksi ve artı yönlerini öğrenilmiştir. Bu çalışma, kamu sektöründe dijital dönüşümün yalnızca teknolojik değil kullanıcı merkezli tasarım ilkeleriyle desteklenmesi gerektiğini kanıtlamıştır.

1.2. Seher Yücer- E-Nabız Sisteminin Çalışan Memnuniyeti Üzerine Etkileri

(Yücer, 2025) E- Nabız sisteminin çalışan memnuniyeti üzerine etkilerine ilişkin yapılan ikinci sunumuzda, Seher Yücer hanım Türkiye'deki e sağlık dönüşümünün kritik noktası olan E- Nabız sistemi incelenmiş, sağlık çalışanlarının iş süreçlerine ne boyutta etkiler yaratmıştır bu gözlemlenmiştir. Avrupa Birliği'nin dijital sağlık stratejileri (E- Avrupa Eylem Planı) kapsamında hasta kayıt standardizasyon entegrasyonu ve merkezi erişim hedefleyen bir altyapı oluşturmuştur.

Olumlu etkiler sunumda yer almıştır:

1. İş Yükü Optimizasyonu (Otomatik randevu, elektronik veri paylaşımı iş tatmini ve örgütsel verimliliği artırmıştır.)

2. Karar Destek Mekanizmaları (Hastanın tıbbi geçmişine anlık erişim, teşhis ve tedavi süreçlerini hızlandırmıştır. Acil durumlarda sağlık personeli için etkin mücadele sağlamıştır.)

3. Eğitim veya Mesleki Gelişim (Sağlık personelinin sürekli öğrenimine katkı sunmuştur.) 

4. İletişim Kolaylığı (Doktor, Hasta, Çalışan arasında iletişimi güçlendirilmiştir.)

Olumsuz etkiler ve riskler de bu sunumda işlenmiştir: 

1. Adaptasyon Zorlukları (Teknolojik altyapı eksikliği, dijital okur yazarlığın düşük seviyede olması) 

2. Veri Güvenliği (Kişisel verilerin kuruması, mahremiyet endişeleri) 

3. Sistem Entegrasyon sorunları (Tanısal hatalara yol açma potansiyeli) 

(Yücer, 2025) sunumu sayesinde sağlık sisteminin dijital süreçteki güçlü ve zayıf yönleri gözlemlenmiştir.

1.3. Deniz Karataş- Karbon Salınımı ve Sürdürülebilir Kampüs: Yeşil Üniversite (Karataş, 2025) daha farklı bir konu ile karşımıza çıkmıştır, çoğu insanın dikkat etmediği ama dünya için önemli bir konu olması sebebi ile e – devlet ve e- iş modelleri ile dolaylı olarak bağlantılı bir konu olması önem taşımaktadır. Bu çalışma, üniversitelerin karbon salınımını azaltma ve sürdürülebilir kampüslerin inşa etme stratejilerini Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefini analiz etmiştir. Üniversiteler, nüfus yoğunluğu ve kaynak tüketimleri bakımından önemli bir yere sahiptir bu sebeple "mikro-kentler" olarak kabul edilmektedir. UIGREENMETRİC sıralaması gibi kriterler (enerji yönetimi, atık geri dönüşümü, sürdürülebilir ulaşım) değerlendirilmiş ve "Yeşil Üniversite" modelini benimseyerek karbon ayak izlerini minimize etmek için bazı kriterler bakımından değerlendirilmiştir.

1. Enerji Verimliliği (Güneş panelleri, rüzgâr türbinleri gibi yeşil enerji) 

2. Atık Yönetimi (e- atık geri dönüşümü, sıfır atık politikaları) 

3. Ulaşım (Bisiklet altyapısı, elektrikli araç şarj istasyonları ve toplu taşıma entegrasyonu) 

4. Eğitim (Sürdürülebilir kulüpleri ve toplumsal farkındalık) 

Bu kriterlerle çerçevesinde Türkiye'de İTÜ (38), YTÜ (59) olmuştur ve UI GREENMETRİC'TE öne çıkmışlardır. (Karataş, 2025) sunumunda Türkiye'deki üniversitelerin karbon salınımını, yeşil dünya çalışmaları incelenmiştir, bu bağlamda kurumların yenilenebilir enerji yatırımlarını artırması ve toplumsal bilincin güçlendirilmesi gibi konulara odaklanılması gerekliliğini ortaya koymuştur.

1.4. Derya Güngörmez- İntihal Tespit Programlarının Akademisyenler Tarafından Kullanımı: Mardin Artuklu Üniversitesi Örneği (Güngörmez, 2025) araştırmasında, Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarında zorunlu hale gelen intihal tespit programlarının (Turnitin ve benzeri gibi) akademisyenlerin çalışma pratiğine etkileri incelenmiştir. Mardin Artuklu Üniversitesi akademisyenleri özelinde yürütülen çalışma söz konusu programların kullanım sıklığı güvenilirlik algısı ve yol açtığı metodolojik sorunları nitel verilerle analiz etmiştir. Çalışma, intihal programlarının akademik dürüstlüğü desteklediğini ancak üç temel sorunu tetiklediğini ortaya koymuştur.

1. Kavramsal karmaşa

2. Teknolojik sınırlılıklar

3. Kurumsal standart eksikliği

Bu bağlamda ulusal standart YÖK veya üniversiteler arası kurullar disiplinlere özgü benzerlik değerlerinin belirlenmesi, eğitim müdahalesi akademik yazım ve etik derslerinin zorunlu müfredata alınmalısı ve teknolojik iyileştirme ile yapay zeka temeli araçların intihalinin tespit edilmesi, kapsamlı araştırmalar için öğrenci perspektifini içeren boylamsal çalışmaların süreç etkisi (Güngörmez, 2025) sunumunda izlenmiştir.

1.5. Murat Karanlık- Dış Denetimde Kamu Kurumları Tarafından Geliştirilen Bilişim Uygulamalarının Denetim Sürecine Entegrasyonunun Önemi (Karanlık, 2025) yaptığı bu çalışma kamu kurumlarınca geliştirilen bilişim uygulamalarının dışdenetim süreçlerine entegrasyonunu incelenmiştir. Türkiye'deki (Sayıştay) uygulamaları GüneyKore, Peru ve Rusya örnekleriyle karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Araştırma, nitelaraştırma yöntemleri ile yapılmıştır. Türk Sayıştayı mali denetim, uygunluk denetimi veperformans denetimi olmak üzere üç türde faaliyet göstermektedir Dijital dönüşüm araçlarıdenetim süreçlerine anomali tespiti, risk analizi, otomatik raporlama imkânları sunaraketkinliği artırmıştır. Uluslararası örneklerde Güney Kore-BARON, Peru-CCM, Rusya-IAS kurumlar arası kapsamlı veri entegrasyonu, coğrafi analizler ve proje önceliklendirme modelleri dikkat çekmiştir. Kamu bilişim uygulamalarının denetim süreçlerine entegrasyonu maliyet azaltımı, etkinlik artışı, süreç hızlanması ve verimlilik sağlamaktadır. Türkiye'de bu entegrasyonun güçlendirmek için

1. Proje önceliklendirme modelleri geliştirilmelidir

2. Coğrafi bilgi sistemleri taşınmaz denetimlerine entegre edilmelidir

3. EKAP ile VERA entegrasyon derinleştirilmelidir

4. Veri kaynağı çeşitliliği artırılarak analitik kapasite genişletilmelidir.

Bu adımlarla birlikte süreçlerdeki şeffaflık, denetlenebilirlik ve veri güvenliği artacaktır. Dolayısı ile kamu kurumlarında doğrudan dış denetim entegrasyonu yapılabilecektir. (Karanlık, 2025) Uluslararası yargı sistemlerinin Türkiye ile kıyaslaması bizim için Dijital yargıdaki eksiklerimizi görmemiz katkı sağlamıştır.

2. DTE (Dijital Dönüşüm Değerlendirmesi) Analizi Özeti Kontrol Taşınma.xlsx dosyasındaki verilere dayanarak yapılan DTE analizinin temel bulguları ve değerlendirmeleri kapsamlı bir analiz ile birlikte sunulmuş olup, "Taşınma" olayı kapsamındaki hizmetlerin dijitalleşme seviyesini ölçmeyi amaçlanmaktadır.

1. Genel Performans Göstergeleri

Türkiye'deki "Taşınma" yaşam olayı kapsamında ulusal ve sınır ötesi kullanıcılar için dijital hizmetlerin erişilebilirlik ve işlevsellik düzeylerini karşılaştırır. Dört temel performans göstergesine dayalı değerlendirme, genel olarak ulusal hizmetlerin daha gelişmiş olduğunu, ancak sınır ötesi hizmetlerde önemli boşluklar olduğunu göstermektedir.

1.1. Çevrimiçi Bilgi Erişimi (%100 - %75)

Bilginin çevrimiçi sağlanması ulusal hizmetlerde tamamen desteklenmektedir. Örneğin, yerel tesislerin (okullar, hastaneler) kullanılabilirliği veya adres değişikliği prosedürleri hakkındaki ayrıntılara kolayca erişilebilir. Ancak, sınır ötesi kullanıcılar için %75'e düşmektedir. Özellikle, yabancıların oturma izni haklarıyla ilgili konularda hiçbir bilgi yoktur veya yetersizdir.

1.2. Çevrimiçi İşlem Tamamlama (%80 - %50)

Ulusal kullanıcılar adres bildirimi veya ikamet belgesi talepleri gibi faaliyetlerin %80'ini çevrimiçi olarak gerçekleştirebilirken, sınır ötesi kullanıcılar için bu rakam %50'dir. Örneğin, yabancıların ikamet izni başvurularında fiziksel belge sunma zorunluluğu veya yabancı ekimliklerin kabul edilmemesi gibi engeller bulunmaktadır.

1.3. Mobil Uyumluluk (%60 - %25)

Mobil erişim ulusal düzeyde hizmetlerde %60 oranında desteklenirken, sınır ötesi hizmetlerde %25'e düşmektedir. Mobil uygulama veya duyarlı tasarım eksikliği, özellikle Göç İdaresi'nin yabancılara sağladığı hizmetlerde belirgindir.

1.4. eKimlik/eBelge Kullanımı (%85 - %40)

eKimlik (elektronik kimlik) ve eBelge kullanımı ulusal hizmetlerde yüksekken (%85), sınır ötesi hizmetlerde %40'tır. Yabancı uyrukluların kendi ülkelerinin e-kimliklerini kullanamaması veya yabancı e-belgelerin geçerli olmaması, dijital işlemlerin tamamlanmasını olanaksız kılmaktadır. Bu veriler, Türkiye'nin ulusal dijital altyapısının güçlü olduğunu, ancak sınır ötesi uyumluluğun eksik olduğunu göstermektedir. AB standartlarıyla uyumlu olmak için; Yabancı eKimlik/eBelge tanıma, çok dillilik ve mobil uyumlu hizmetler ve fiziksel uygulama  gereksiniminin kaldırılması gibi iyileştirmelerin öncelikli olarak gerçekleştirilmesi gerekiyor.

2. Hizmet Bazlı Kritik Bulgular

2.1 Yerel Tesislerin İzlenmesi (Okul/Sağlık/Spor)

- Olumlu Noktalar:

Çevrimiçi bilgi erişimi (%100), mobil uyumlu.

Demo ve SSS yardımı mevcut.

- İyileştirmeye Açık Alanlar:

İşlem sonrası bildirim (C1) ve ilerleme izleme (C2) mevcut değildir.

2.2 Adres Değişikliği Uyarısı (Nüfus Müdürlüğü)

- Olumlu Noktalar:

eID kimlik doğrulama, eBelge gönderimi, mobil erişim desteklenmektedir.

Şeffaflık göstergeleri (C1-C7) kısmen mevcuttur.

- Sınır Ötesi Sorunlar:

Yabancı eID/eBelge kabul edilmiyor (G3_1, G3_2).

Yetersiz İngilizce dil desteği (G3_4).

2.3 Oturma/Çalışma İzni (Göç İdaresi)

- İyi Noktalar:

Sınır ötesi bilgi erişilebilirliği.

Şikâyet süreçleri yabancı uyruklulara açıktır (H3).

- Kötüleşen Zayıf Yönler:

e-Belgelerin sunulması kolaylaştırılmamıştır (I4_1), fiziksel olarak sunulması gerekmektedir 

(G3_6).

Mobil hizmet ve ilerleme takibi yoktur.

3. Portal Değerlendirmesi

Türkiye'nin yeniden yerleşimlerinde kullanılan iki ana portalın (turkiye.gov.tr ve eikamet.goc.gov.tr) kullanıcı desteği, veri şeffaflığı ve sınır ötesi hizmet kalitesi açısından 

karşılaştırmalı bir değerlendirmesini sunmaktadır. Her portalın artıları ve eksileri aşağıda 

tartışılmaktadır:

3.1. turkiye.gov.tr

• Kullanıcı Desteği (B1-B7):

- SSS, Demo ve Geri Bildirim mevcut

- Kullanıcıların hizmetler hakkında bilgi edinmeleri ve sorun gidermeleri için temel araçlar 

mevcut

- Olumsuz: İnsan/sohbet robotu desteği mevcut değil

• Kişisel Veri Şeffaflığı (D1-D5): (Seviye 2)

- Kullanıcılar kendi verilerini istek üzerine görebilir

- Ancak verilerin kimin/ne için kullanıldığını bilmek mümkün değil

- İyileştirmeye İhtiyaç Var: Proaktif bildirim (Seviye 3) ve kullanım takibi (D5) etkinleştirilmelidir

• Sınır Ötesi Destek (H1-H3):

- Yabancı dillerde destek yok (İngilizce/AB dilleri mevcut değil)

- Yabancı ikamet edenler için özelleştirilmiş rehberlik veya çeviri olanağı yok

3.2. e-ikamet.goc.gov.tr

• Kullanıcı Desteği (B1-B7):

- Sadece temel iletişim bilgileri (e-posta/telefon) verilir

- SSS veya adım adım rehberlik gibi destek mevcut değildir

- Acil İhtiyaç: Başvuru süreci için etkileşimli yönergelerin sağlanması gerekir

• Kişisel Veri Şeffaflığı (D1-D5): 

- Veri izleme olanağı yok

- Kullanıcılar kimlik/ikamet verilerinin nerede kullanıldığını göremez

- Risk: GDPR/AB uyumluluğu için D2-D5 kriterleri zorunlu hale getirilmelidir

• Sınır Ötesi Destek (H1-H3):

- Şikayet prosedürleri yabancılar için erişilebilirdir

- Eksiklik: Tek dilli şikayet formları (sadece Türkçe)

Genel Değerlendirme ve Öneriler

1. Dil Desteği: Her ikisi de Portallar İngilizce ve bir AB dili (örneğin Almanca/Fransızca) olmalıdır.

2. Veri Takibi: e-ikamet portalı, kullanıcıların verilere erişimini Seviye 3'e kadar genişletmeli ve D5 takibi sağlamalıdır.

3. Canlı Destek: Sohbet robotu/çevrimiçi danışman turkiye.gov.tr'de yer almalıdır.

4. AB Uyumluluğu: eIDAS düzenlemeleri (yabancı eID'lerin kabulü) sınır ötesi hizmetler için uygulanmalıdır. turkiye.gov.tr ulusal kullanıcılar için daha kapsayıcı olsa da, e ikamet.goc.gov.tr 'nin sınır ötesi kurulumu acil olarak hızlandırılmalıdır. Dijital dönüşüm için "tam uyumluluk" sağlamak amacıyla iki portalın şeffaflık ve çok dilliliğe doğru güncellenmesi gerekir.

4. Dijital Dönüşüm Öncelikleri

1. Sınır Ötesi Entegrasyon: Yabancı eKimlik/eBelge kabulü ve çok dilliliğin acilen iyileştirilmesi gerekmektedir.

2. Mobil Deneyim: Mobil uygulama / duyarlı tasarımın tüm hizmetlerde zorunlu hale getirilmesi gerekmektedir.

3. Şeffaflık Mekanizmaları: İşlem takibi (C2) ve kişisel veri takibi (D5) tüm hizmetlerde uygulanmalıdır.

4. Otomasyon: Süreçleri hızlandırmak için manuel süreçlerin (örneğin belge onayı) otomatikleştirilmesi gerekmektedir.

5. Öneriler

- eIDAS Standartları: AB eIDAS yönetmeliği ile uyumlu bir kimlik doğrulama altyapısı kurmalıdır.

- API Entegrasyonu: Kurumlar arasında veri paylaşımı için merkezi bir API ağı geliştirilmelidir.

- Kullanıcı Geri Bildirimi: Yabancı dilde geri bildirim sistemleri tüm portallara entegre edilmelidir.

- Performans Ölçütleri: Kamuya açık olarak izlenen hizmet sunum zaman çizelgeleri olmalıdır (C5-C6).

Türkiye'nin göç sürecine yönelik e-hizmetleri ulusal kullanıcılar için orta ila üst düzey olgunlukta olsa da sınır ötesi kullanıcılar için kritik eksiklikler bulunmaktadır. Dijital dönüşümü tam anlamıyla gerçekleştirmek için özellikle yurt dışı uyumluluk, mobil erişim ve şeffaflık konularına yatırım yapılması gerekmektedir.

3. GELECEK ÇALIŞMALAR

21. yüzyıl, bilgi ve iletişim teknolojilerinin (BİT) kamu yönetiminde dönüştürücü etkilerinin yoğun şekilde hissedildiği bir dijitalleşme çağına sahne olmaktadır. Endüstri 4.0 ile birlikte dijital teknolojiler, kamu hizmetlerinin sunumundan yönetişim biçimlerine, vatandaş-devlet ilişkilerinden kurumsal organizasyonlara kadar pek çok alanda köklü dönüşümler yaratmıştır (Türedi, 2019; Uysal, Kurban & Çığman, 2023). Bu dönüşüm, sadece teknolojik değil; aynı zamanda yönetsel, toplumsal ve kültürel düzeyde de kamu yönetimi paradigmalarının yeniden yapılandırılmasını beraberinde getirmiştir. Kamu hizmetlerinin dijital ortamda sunulması, yalnızca verimlilik ve maliyet açısından değil; aynı zamanda demokratik katılım, şeffaflık ve kamu denetimi gibi temel yönetişim ilkeleri bakımından da yeni olanaklar ortaya çıkarmaktadır (Okcu & Düz, 2023).Bu bağlamda dijital devlet modelleri, kamu hizmetlerinde etkinlik, şeffaflık, hesap verebilirlikve vatandaş memnuniyetini önceleyen bir yapıya evrilmiş; özellikle e-Devlet uygulamaları budönüşümün en görünür çıktılarından biri olmuştur (SETA, 2023). Türkiye’de e-Devlet Kapısı ve Azerbaycan’da ASAN Hizmet gibi başarılı örnekler, kamu yönetiminde dijital dönüşümün somut uygulamaları olarak öne çıkmaktadır (Şükürov, 2021; Rehimli, 2023). Bu sistemler, tek duraklı hizmet modeli, kullanıcı dostu arayüzler, bütünleşik veri altyapısı ve zaman-mekân bağımsız erişim olanakları ile kamu yönetimi anlayışında paradigma değişimine işaret etmektedir. Özellikle pandemi süreci, bu sistemlerin hızlı ve kapsayıcı çözümler sunabilme kapasitesini test etmiş ve dijitalleşmenin kurumsallaşmasının kamu yönetimi için zorunlu bir unsur olduğunu ortaya koymuştur (Uysal et al., 2023). Türkiye ve Azerbaycan örnekleri, yalnızca iki ülkenin dijitalleşme performanslarını ortaya koymakla kalmamakta; aynı zamanda Türk dünyasında dijital diplomasi, kültürel entegrasyon ve yapay zeka temelli stratejik iş birlikleri bağlamında bölgesel ortak vizyonların oluşturulmasına da katkı sağlamaktadır (Yeşilot, 2025; Budak, 2020; Kavut, 2024). Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi ve çeşitli kamu politikaları aracılığıyla dijital liderlik konumunu pekiştirirken; Azerbaycan, ASAN gibi çok kanallı hizmet modelleriyle vatandaş merkezli dönüşümde dikkat çekici bir başarı elde etmiştir (Rehimli, 2023; Rzayev, 2024). Öte yandan, dijital dönüşüm süreçleri yalnızca teknik bir değişimle sınırlı kalmamakta, toplumsal eşitsizlikleri ve dijital uçurum gibi yapısal sorunları da beraberinde getirmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde altyapı yetersizlikleri, yaşlı nüfusun dijital hizmetlerden yeterince faydalanamaması ve dijital okuryazarlık eksiklikleri gibi konular hem Türkiye hem Azerbaycan’da dijital kamu hizmetlerinin kapsayıcılığı açısından temel engeller oluşturmaktadır (Mehtiyev, 2022; Rzayev, 2024). Bu nedenle, dijital devletin sürdürülebilirliği yalnızca altyapı yatırımlarına değil, aynı zamanda sosyal eşitlik, erişilebilirlik ve kullanıcı destekli sistemlere de bağlıdır (Türedi, 2019). Bu çalışma, 2020 sonrası literatüre dayalı bir analizle, Türkiye ve Azerbaycan’daki dijital dönüşüm süreçlerini kamusal yenilik bağlamında değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Literatürdeki güncel yaklaşımlar ışığında, liderlik, kurumsal kapasite, dijital kapsayıcılık, siber güvenlik ve bilgi ekonomisi gibi değişkenler çerçevesinde karşılaştırmalı bir analiz sunulmaktadır. Ayrıca, dijitalleşme politikalarının Türk Devletleri Teşkilatı'nın dijital entegrasyon vizyonuna ve Türk dünyasında ortak dijital stratejiler geliştirilmesine sunduğu katkılar da tartışılacaktır.

3.1. YÖNTEM

Bu çalışma, Türkiye ve Azerbaycan’daki dijital kamu hizmetlerinin gelişimini ve Türk dünyasında dijital dönüşüm vizyonunu anlamaya yönelik olarak nitel araştırma yöntemlerinden doküman analizi tekniğini benimsemiştir. Çalışmada, özellikle kamu yönetimi, dijital devlet yapıları, yapay zekâ stratejileri, dijital diplomasi ve kültürel entegrasyon gibi konularda yayımlanmış akademik makaleler, yüksek lisans tezleri, resmi politika belgeleri, strateji raporları ve uluslararası endeks verileri incelenmiştir. Araştırmanın temel veri kaynağını, 2020 sonrası döneme odaklanan ve Türkiye ile Azerbaycan'ın dijitalleşme süreçlerine ışık tutan toplam on beş nitel kaynak oluşturmuştur. Bu kaynaklar arasında Uysal vd. (2023), Şükürov (2021), Rehimli (2023), Türedi (2019), Mehtiyev (2022), Rzayev (2024), Okcu ve Düz (2023), SETA (2023) gibi akademik yayınlara ek olarak; "Dijital Bozkırda Birlik" başlıklı politika temelli analiz çalışması ve içinde yer alan Yeşilot (2025), Kavut (2024), Budak (2020), Akıllı (2023), Akhmedova (2024) gibi araştırmalar detaylı biçimde incelenmiştir. Doküman analizi sürecinde, her kaynak yapısal olarak dört ana temaya göre sınıflandırılmıştır:

1. Kurumsal ve Stratejik Yapı (liderlik, yönetişim, hukuki altyapı),

2. Teknolojik Uygulamalar (e-Devlet, yapay zekâ, açık veri, blokzincir),

3. Kapsayıcılık ve Dijital Uçurum (e-katılım, dijital okuryazarlık, sosyal eşitsizlik),

4. Bölgesel Entegrasyon Potansiyeli (TDT iş birlikleri, diaspora diplomasisi, kültürel miras dijitalleşmesi.)

Bu sınıflandırma ile Türkiye ve Azerbaycan’ın dijital devlet yapılarındaki mevcut durumları karşılaştırmalı olarak analiz edilmiş, aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bağlamında dijital iş birliği potansiyeli değerlendirilmiştir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler E-Devlet Gelişmişlik Endeksi (EGDI) ve ITU internet kullanım verileri gibi istatistiksel bulgular da analizde destekleyici veri olarak kullanılmıştır. Bu göstergeler üzerinden dijital dönüşüm düzeyleri sayısal olarak karşılaştırılmış ve ülkelerin uluslararası düzeydeki dijital konumları belirlenmiştir. Bu yöntemsellik sayesinde, çalışma hem mikro ölçekte (Türkiye ve Azerbaycan özelinde) hem de makro ölçekte (Türk dünyası bağlamında) dijital dönüşümün yönetişimsel etkilerini tespit etmeyi ve geleceğe dönük stratejik çıkarımlar sunmayı hedeflemektedir.

3.2. LİTERATÜR TARAMASI

Dijitalleşme olgusu, kamu yönetiminde ve toplumsal yapıda sadece teknolojik değil, aynı zamanda yönetişimsel ve stratejik bir dönüşüm alanı olarak değerlendirilmekte ve bu dönüşüm süreci çok sayıda akademik ve kurumsal çalışmanın konusu hâline gelmektedir. Bu çalışmada, Türkiye ve Azerbaycan özelinde dijital dönüşümün kamusal etkileri literatür taraması yöntemiyle analiz edilmiştir. Literatür taraması, hem akademik yayınlar hem de ulusal ve uluslararası kurumlar tarafından yayımlanan strateji belgeleri, politika raporları ve istatistiksel veri setleri temelinde yürütülmüştür. Yöntem olarak bu tercih, iki ülkenin dijital dönüşüm sürecine ilişkin tarihsel gelişim çizgisini, kurumsal yapılarını ve stratejik yaklaşımlarını derinlemesine karşılaştırmayı mümkün kılmaktadır. Uysal, Kurban ve Çığman (2023), Türkiye’de e-yönetişim yapısının dijital dönüşüm süreci içerisindeki kurumsal koordinasyon boyutunu ele almış; özellikle Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'nin dijital kamu yönetimindeki rolüne vurgu yapmıştır. Şükürov (2021) ise Azerbaycan’da “Asan Hizmet” sistemi aracılığıyla kamu-vatandaş ilişkisinin nasıl dijital zemine taşındığını ve halkla ilişkilerin kamu imajı üzerindeki etkisini değerlendirmiştir. Rehimli (2023), ASAN, DOST ve ABAD gibi dijitalleşmiş kamu hizmetleri modellerinin verimlilik, güven ve memnuniyet temelinde yeniden yapılandırıldığını savunmuştur. Türedi (2019), teknolojik gelişmelerin kamu yönetiminde akıllı devlet modeline evrilen bir paradigmayı beraberinde getirdiğini belirtirken; büyük veri, yapay zekâ ve IoT gibi dijital teknolojilerin bu dönüşümün çekirdek bileşenleri olduğunu ortaya koymuştur. Okcu ve Düz (2023) ise Avrupa Birliği'nin dijitalleşme ve yapay zekâ politikalarını çözümleyerek Türkiye’nin bu stratejilere uyumunun yönetsel ve sosyoekonomik etkilerini değerlendirmiştir. SETA tarafından yayımlanan “Dijitalin Yüzyılı” (2023) başlıklı derleme eserde, Türkiye’nin e-Devlet Kapısı’nın gelişim süreci, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi, siber güvenlik eylem planları ve blokzincir teknolojilerine yönelik kamu uygulamaları bütüncül biçimde sunulmaktadır. Mehtiyev (2022), Türkiye ve Azerbaycan'daki dijital kamu hizmetlerini karşılaştırmalı olarak ele almış ve dijital altyapı, kullanıcı erişimi, dijital uçurum ve kurumsal adaptasyon gibi kriterler çerçevesinde iki ülke arasındaki benzerlik ve farklılıkları detaylı şekilde analiz etmiştir. Rzayev (2024), Azerbaycan’ın bilgi ekonomisine geçiş sürecinde dijital altyapının, Ar-Ge yatırımlarının ve insan sermayesinin rolünü değerlendirirken, hidrokarbon bağımlılığı ve kurumsal durağanlık gibi engellerin dijital dönüşümü sınırladığını vurgulamıştır. Yeşilot (2025), Türk Devletleri Teşkilatı'nın dijital entegrasyonu stratejik hedef hâline getirdiğini ve Türkiye'nin teknik kapasitesiyle bu sürece öncülük edebileceğini belirtmektedir. Kavut (2024), yapay zekâ destekli kamu sistemlerinin Türk dünyasında ortak platformlar aracılığıyla yaygınlaştırılabileceğini ve Türkiye’nin “akıllı devlet” vizyonunun model teşkil ettiğini ileri sürmektedir. Budak (2020), YTB (Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı)gibi kurumların dijital diplomasi araçlarını diaspora ile kültürel etkileşimi sürdürebilmek amacıyla kullandığını göstermiştir. Erman Akıllı (2023) ise metaverse teknolojisinin “Türkoverse” gibi girişimlerle Türk gençliğini dijital kültürel ortamlarda bir araya getirebileceğini savunmaktadır. Akhmedova (2024) da Türk edebi mirasının dijitalleşmesi bağlamında arşiv projelerinin kültürel süreklilik açısından taşıdığı öneme dikkat çekmektedir. Bütün bu kaynaklar, Türkiye ve Azerbaycan örneği üzerinden dijital dönüşümün yalnızca hizmet sunum biçimlerini değil; aynı zamanda bölgesel iş birliğini, kültürel entegrasyonu ve stratejik yönetişimi dönüştüren bir kapasite sunduğunu göstermektedir. Çalışmanın literatür taraması temelli yapısı, hem mevcut uygulamaları değerlendirmeye hem de gelecekte Türk dünyasında geliştirilebilecek ortak dijital stratejilere ışık tutmaya olanak sağlamaktadır. Literatürde sunulan veriler, bu iki ülkenin dijital kamu yönetiminde gösterdiği gelişmelerin bölgesel liderlik ve stratejik ortaklık açısından önemli bir potansiyel barındırdığını ortaya koymaktadır.

3.3. BULGULAR VE TARTIŞMA

Kurumsal ve Stratejik Yapılar: Liderlik, Yönetim ve Politika Belirleme Yapılan analizler, hem Türkiye’nin hem de Azerbaycan’ın dijital kamu yönetimine ilişkin politikalarını üst düzeyde ele alan kurumsal yapılar oluşturduğunu göstermektedir. Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, dijital stratejilerin merkezî koordinasyonunu sağlamakta; e-Devlet Kapısı, e-Nabız ve CİMER gibi uygulamalar yoluyla doğrudan vatandaş etkileşimi sunmaktadır. Azerbaycan’da ise ASAN Hizmet modeli, dijitalleşmenin hem hizmet kalitesi hem de kamu güvenilirliği açısından yeniden yapılandırılmasını sağlamıştır (Şükürov, 2021; Rehimli, 2023). TDT'nin 2040 Vizyonu, bu stratejik yapılanmaları bölgesel iş birlikleriyle bütünleştirmeyi hedeflemektedir. Yeşilot (2025), Türkiye’nin teknik kapasitesi ve yönetsel deneyimiyle Türk dünyasında dijital dönüşüm liderliğine aday olduğunu savunurken, Kavut (2024) bu liderliği yapay zekâ temelli akıllı devlet uygulamalarıyla desteklemektedir. Teknolojik Altyapılar ve Dijital Hizmet Uygulamaları Türkiye ve Azerbaycan’ın e-Devlet sistemleri gelişmiş hizmet sunum modellerine sahiptir. Türkiye’nin e-Devlet Kapısı 63 milyondan fazla kullanıcıya ulaşırken (SETA, 2023), Azerbaycan’ın ASAN merkezleri yüz yüze hizmetlerle dijital sistemleri entegre ederek hibrit bir model sunmaktadır. Türkiye’de yapay zekâ, blokzincir, açık veri gibi teknolojilerin kullanımına yönelik stratejik belgeler mevcuttur. Türedi (2019), bu teknolojik araçların entegrasyonu sayesinde kamu yönetiminde öngörülebilirlik ve etkililiğin arttığını ifade etmektedir. AB ile dijital uyum tartışmalarını ele alan Okcu ve Düz (2023), Türkiye’nin dijital devlet kapasitesinin Avrupa düzeyine yakınsadığını belirtmektedir. Türkiye’nin blokzincir tabanlı tapu ve sicil uygulamaları, dijital ödeme sistemleri ve siber güvenlik eylem planları teknolojik altyapıdaki çeşitliliği göstermektedir. Dijital Kapsayıcılık, Dijital Uçurum ve Erişim Sorunları Her iki ülkede de dijital devlet hizmetleri yaygınlaştırılmış olsa da, dijital uçurum ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde internet altyapısının sınırlı olması, yaşlı nüfusun dijital hizmetlere erişimde zorlanması ve dijital okuryazarlığın düşük düzeyi, bu hizmetlerin kapsayıcılığını sınırlandırmaktadır (Mehtiyev, 2022; Rzayev, 2024)

Ayrıca, dijital kapsayıcılığın sağlanmasında sadece teknik altyapı değil, dijital kültürünyerleşmesi ve kullanıcı merkezli arayüzlerin geliştirilmesi de önemlidir. Bu noktada, ASAN gibihizmet modellerinin bireysel destek sunma kapasitesi Türkiye’ye örnek olabilirken, Türkiye’ninkullanıcı verisi tabanlı e-Devlet içeriği Azerbaycan için ilham verici olabilir. Bölgesel Entegrasyon, Dijital Diplomasi ve Kültürel YönTürk dünyasında dijital iş birlikleri, kültürel entegrasyon ve ortak dijital platformlar bağlamındaönemli bir potansiyel barındırmaktadır. Budak (2020), YTB'nin dijital diplomasi faaliyetleriyleTürk diasporasıyla bağ kurduğunu belirtirken; Akhmedova (2024), dijital arşivlerin ortakkültürel miras bilincini güçlendirdiğini ifade etmiştir. Metaverse teknolojisi bağlamındageliştirilen Türkoverse projesi (Akıllı, 2023), dijital ortamda kültürel birlik duygusunupekiştirecek bir gelecek vizyonu sunmaktadır.Bu bağlamda, dijital devlet hizmetleri yalnızca ulusal ölçekte değil, aynı zamanda kültüreldiplomasi ve ulusötesi dijital dayanışma araçları olarak da işlev kazanmaktadır. Türkiye’nindijital liderliği, ortak dijital protokoller, yapay zekâ temelli e-devlet sistemleri ve metaversetemelli kültürel diplomasi projeleriyle güçlendirilebilir.

5. SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu çalışma, Türkiye ve Azerbaycan’ın dijital kamu yönetimi politikalarını karşılaştırmalı bir perspektiften ele alarak, Türk dünyasında dijital dönüşümün yönetsel, teknolojik ve kültürel boyutlarını incelemiştir. Doküman analizi yöntemiyle elde edilen bulgular, her iki ülkenin dijitalleşme sürecinde önemli mesafeler kat ettiğini, ancak yapısal, teknik ve kapsayıcılık temelli bazı ortak sorunlarla da karşı karşıya olduklarını göstermektedir. Türkiye, güçlü kurumsal yapılar (örneğin Dijital Dönüşüm Ofisi), çok yönlü dijital hizmet platformları (e-Devlet Kapısı, eNabız, CİMER) ve yapay zekâ destekli stratejik planlarıyla bölgesel ölçekte model oluşturabilecek bir kapasiteye sahiptir. Azerbaycan ise ASAN Hizmet gibi fiziksel ve dijital hizmetleri entegre eden yenilikçi yapılarıyla dikkat çekmekte ve dijitalleşmeyi vatandaş odaklı hizmet kalitesiyle harmanlamaktadır.

Bu çerçevede, dijital devlet uygulamalarının yalnızca teknik altyapıya değil, aynı zamanda yönetim kapasitesi, sosyal kapsayıcılık, kültürel entegrasyon ve dijital diplomasi gibi çok katmanlı yapılarla desteklenmesi gerekmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı’nın 2040 Vizyonu, dijital alanlarda ortak hareket etme potansiyelini açıkça ortaya koyarken; Türkiye’nin liderliğinde ortak yapay zekâ stratejileri, dijital veri merkezleri ve siber güvenlik protokollerinin geliştirilmesi mümkündür.

Stratejik Öneriler:

1. Ortak Dijital Altyapı ve Veri Ekonomisi Girişimleri:

TDT üyeleri arasında veri paylaşımını kolaylaştıracak, birlikte çalışabilir dijital altyapılar kurulmalı; ortak bulut çözümleri, dijital kimlik sistemleri ve e-imza uygulamaları yaygınlaştırılmalıdır.

2. Yapay Zekâ ve Akıllı Devlet İş Birlikleri:

Türkiye’nin ulusal yapay zekâ stratejisi, Azerbaycan gibi ülkelerle ortak projelere dönüştürülmeli; kamu hizmetlerinde otomasyon, veri analitiği ve karar destek sistemleri bölgesel ölçekte paylaşılmalıdır.

3. Dijital Kapsayıcılık için Ortak Eğitim Programları:

Dijital okuryazarlığı artıracak çevrim içi eğitimler, kırsal bölgeler ve dezavantajlı gruplar için özel e-katılım stratejileri geliştirilmeli; ortak çevrim içi üniversite altyapıları (örneğin Orhun Süreci) desteklenmelidir.

4. Kültürel Miras ve Diaspora Diplomasisinde Dijitalleşme:

Türk dünyasına ait dijital kütüphaneler, ortak kültürel arşivler ve metaverse tabanlı etkileşim platformları kurulmalı; Türkoverse gibi girişimler kurumsal destekle yaygınlaştırılmalıdır.

5. Dijital Güvenlik ve Hukuki Uyum Protokolleri:

Siber güvenlik alanında ortak standartlar belirlenmeli; dijital haklar, veri koruma yasaları ve kamu-özel sektör ortaklıkları üzerinden bir “Dijital Etik Anlaşması” oluşturulmalıdır.

6. Politika Koordinasyonu ve Endeks Tabanlı Takip Mekanizmaları:

TDT bünyesinde e-Devlet gelişmişlik endeksi gibi izleme araçları oluşturulmalı; ülkelerin dijitalleşme süreçleri sayısal göstergelerle periyodik olarak raporlanmalıdır. Dijitalleşme, sadece bir teknolojik modernleşme değil; aynı zamanda bir bölgesel entegrasyon ve kamu yönetiminde paradigma değişimidir. Türkiye ve Azerbaycan, bu sürecin öncüsü olabilecek kurumsal ve teknolojik kapasiteye sahiptir. Ancak bu kapasitenin sürdürülebilir biçimde ilerlemesi için ortak stratejiler, kültürel diplomasi araçları ve yapısal reformlar gerekmektedir. Dijital diplomasi, metaverse entegrasyonu ve yapay zekâ odaklı hizmet modelleri, Türk dünyasında yalnızca teknik değil, aynı zamanda değer temelli bir birlikteliği mümkün kılabilir.

Sonraki
Sonraki

MİLLÎ İSTİKLÂL İDEALİ VE MEHMET AKİF’İN MİRASI